18 Mart 2018 Pazar

Siddhartha - Hermann Hesse 


Selam ! Tekrardan sizlerle bir şeyler paylaşacak olmaktan aşırı mutluyum çünkü yazmak ve okumak benim için bir tutku. Bu yazımda sizlerle Siddhartha adlı romanı yorumlayacağım. İlk kez Hermann Hesse'nin bir eserini okudum ve neden okumakta geç kaldığıma anlam veremedim çünkü yazarın üslubuna, eserine ba yıl dım.


Yazar ve eseri hakkında biraz bilgi vereyim sizlere;
Hermann Karl Hesse, 2 Temmuz 1877 Calw- Almanya'da doğmuş İsviçreli yazar ve ressam. Ayrıca 20. yüzyılın en önemli yazarlarından biridir. İlk şiirini yirmi beş yaşında yazmıştır. 1904'te serbest yazarlığa başlamış olup romanları, öyküleri, denemeleri, şiirleri, politik makaleleri ve kültür alanındaki eleştirel yazılarıyla tüm dünyada 100 milyonu aşkın okura ulaşmıştır.
1946 yılında Nobel ödülü almış Hermann Hesse'nin bu kitabı 1922 yılında yayımlanmış. Yazar, Siddhartha'nın içindeki arayışlarını, yaşadıklarını, Budizm felsefesini şiirsel bir üslupla anlatıyor.


Budizim Nedir?

Budizm, Sanskritçe ve Pali dillerindeki eski Budist metinlerinde 'uyanmış kişi - farkında olan' anlamına gelen Buddha kelimesinden türetilmiştir. "Tarihî Buda" da denilen Siddhartha, Budizm'in kurucusu olarak kabul edilir. Siddharta’nın hayattaki acıların kaynağını açıklamak amacıyla yaptığı uzun çalışmalar sonucu ıstırabı sona erdirecek bir mânevî anlayışa ulaştığı ve böylelikle Budalık'a eriştiği kabul edilir. Budizm dininden olan kimselere Budist denir.




Kitap kişiyi hiç sıkmıyor ve kafanızı karıştırmıyor. Hani bazı kitaplar olur daha ilk sayfadan karakterler kafanızı karıştırır ya da olayı anlamakta zorlanırsınız ama bu kitapta öyle bir şey asla yok. Okumaya başladığınız andan itibaren kendinizi Siddhartha'yla beraber arayışın içerisinde buluyorsunuz. Arayışın içerisinde olan gencin adı  Siddhartha. Bu genç ailesini geride bırakıp kafasındaki sorulara yanıt aramaya gidiyor ve bu süreçte yanına dostu olan Govinda vardır.


Siddhartha'nın yolculuğunda karşısına çıkan her şey öğreticidir, her insan bir fikir, her fikir kendini bulma yolunda bir arayıştır. Hatta yola çıkarken aralarında şöyle bir konuşma geçiyor;
" 'Geldin,' dedi Siddharta ve gülümsedi. 'Geldim,' dedi Govinda."
Bu sözler okuduğum zaman ikisinin arasındaki dostluğun ne kadar kuvvetli olduğunu hissetmeme neden oldu.
Siddhartha, kendini arayışın, kendine yolculuğun hikayesidir. kitabın verdiği mesaj şu: dini inançları kesinkes kabul etmek, araştırmamak, sorgulamamak doğru olan bir şey değildir.


Kitabı detaylı bir şekilde yorumlayacak olursam şu şekildedir;
Hermann Hesse, Budha'nın yani Siddhartha Gotama'nın hayatını kaleme almıştır. Romanın başkahramanı olan Prens Siddhartha ve onun en yakın arkadaşı Govinda beraber  hakikati bulmak için yollara düşmüşlerdir. Sırf hakikate ulaşmak için ardında ailesini, sarayını bırakarak ormana çekilir. Uzun bir süre boyunca gezgin olarak hayatına devam ederler ve bir gün Budha ile karşılaşır onunla sohbet eder, fikirlerini dinlerler. Buddha onlara, budizm'in içeriğinden bahseder. Uzun bir metidasyon denemelerinin ardından bu durumdan hoşlanmamaya başlar ve tekrar kendini bir arayışın içerisinde bulur. Govinda Budha’nın izinden ilerlemeyi seçerken Siddhartha, Budha ile sohbetinin ondan çok şey aldığını  ama aradığının bu olmadığına karar vererek devam ediyor. Hep bir şey eksiktir içinde ve ölene dek sürer ruhta bütünlük arayışı. Siddhartha'yı önce Brahman, sonra Samana, daha sonra Buda'yı görmeye giderken görürüz.





Bu öğretide de aradığını bulamaz ve daha sonra kente yerleşir orada zengin bir tüccardan ticaret hayatını öğrenir  aynı zamanda Kamala adındaki bir kadınla cinsel birlikteliği keşfeder. Bu zenginlikten sıkılan Siddhartha her şeyi bırakır ve arayışa tekrar başlar.
Siddhartha arayışına devam ederken bir kıyıdan başka bir kıyıya geçmek için Vasudeva isimli bir kayıkçıyla tanışır ve onunla beraber yaşamaya başlar. Vasudeva Siddhartha'nın  aydınlığa ulaşabilmesi için  yol gösterir (Vasudeva Sanskritçe'de Irmak tanrısı anlamına geliyormuş).




Benim sizlere söyleyeceklerim bu kadar. Sizler de en kısa zamanda okumalısnız çünkü bu kitap aynı zamanda bize bir yol gösterici,kılavuzluk olma özelliği taşıyor. Kitapta altı çizilecek bir sürü söz var ve hepsi birbirinden değerli, öğretici. Kitabı bitirseniz bile Siddhartha ile  dostluğunuzu bitiremeyeceğinizden emin olabilirsiniz.


Altını Çizdiklerim;
🔅''İnanıyorum ki, bizim 'öğrenme' dediğimiz şey gerçekte yok. Tek bir bilgi var, dostum, bu da, her varlığın içindedir. Ve artık şuna inanıyorum ki, bu bilginin bilme isteğinden, öğrenme isteğinden daha azılı bir düşmanı olamaz.'' Sf.29

🔅''Asla bir insan ya da bir eylem tümüyle Sansara, tümüyle Nirvana değildir."

🔅''Yazmak iyidir, ama düşünmek daha iyi; akıllılık iyidir, ama sabretmek daha iyi.''

🔅''Onu bulmak gerekiyor, kendi Ben'inde bu asıl pınarı bulmak,onu bulup özümlemek gerekiyordu! Başka türlüsü aramaktı yalnız , dolambaçlı yoldu, yolunu şaşırmaktı.'' Sf.17

🔅''Sevgi avuç açıp dilenilebilir, para pulla satın alınabilir, armağan olarak sunulabilir sana, sokakta bulunabilir, ama haydutlukla ele geçirilemez.'' Sf.62

🔅''...Ve tümü, bütün sesler, bütün amaçlar, bütün özlemler, bütün çileler, bütün hazlar, bütün iyi, bütün kötü şeyler, tümü birden dünyayı oluşturmaktaydı. Tümü birden yaşamın müziğiydi."
Cemre Özer

24 Aralık 2017 Pazar


YENİ YIL


Yine Ben! Merhaba sevgili dostlarım bu sefer farklı bir konu ile karşınızdayım. Malum aralık ayındayız ve her yer ışıl ışıl,eğlence dolu ve bende yılbaşı için birkaç öneride bulunabileceğim bir yazı yazmak istedim sizlere. Umarım hoşunuza gider. Ben şuan bu yazıyı yazarken bile arkada ''Brooklyn Youth Orchestra-Jingle Bells'' çalıyor. Aralık ayı demek ışıklar, ağaçlar, kar küreleri, sıcacık kahveler, zencefil kokulu kurabiyeler, yeni hayaller, heyecanlar ve eğlence demek. Yeni yıla girerken dilek tutmayı unutma! Kendine inan çünkü bu yıl senin yılın olacak...





Peki sen yeni yıl hazırlıklarına başladın mı? Hazırlıkları yaparken bile için kıpır kıpır olacak. İllaki dışarı çıkıp kutla demiyorum . Evinde ailenle beraber kutlayabilirsin ama mutlaka hediye al ve paketlemesini kendin yap. Yılbaşı ağacını da unutmamak lazım. Kendi zevkine göre süsle ve bir sürü fotoğraf çek !



Yeniyılda İzlenmesi Gereken 10 Film Önerisi


1.Grinç / How the Grinch Stole Christmas (2000)




Bu film Noel zamanında içinizi sımsıcak yapacak. Ben çocukluğumdan beri bu filmi çok severim mutlaka izleyin.

Konusu: Whoville kasabasında yaklaşan Noel heyecanıyla hazırlıklar sürmektedir. Kasaba halkı birbirine en güzel hediyeleri almak için koşuştururken kasabaya tepeden bakan Crumpit Dağı’nda bir mağarada yaşayan Grinch, her Noel döneminde tekrarlanan bu çılgınca koşuşturmadan rahatsız bir biçimde aşağıdaki insanlara Noel’i nasıl zehir edebileceğinin planlarını yapmaktadır. Bu sırada kasabadan küçük bir kız Grinch’in kapısını çalar.

2.Yeni Yıl / Noel (2004)


Konusu: New York’ta Noel arefesinde yalnız ve dul bir yayıncı olan Rose Collins, annesinin Alzheimer hastalığının iyiye gitmesi için bir mucizeye ihtiyaç duymaktadır. Hastanede başka bir hasta için de üzülür ve onun bir ziyaretçisi ile tanışır. Bu sırada Nina Vasquez, sevgili nişanlısı Mike ile nişanını, adama ait bir kıskançlık meselesinden ötürü bozmuştur. Yine de onu özlemektedir. Mike, Artie Venzuela adında bir barmen ile yakınlaşır. Zavallı Jules, Noel’i hastanede geçirmeyi planlamıştır. Aslında hastane onun için gençken hayatının en unutulmaz Noel’ini geçirdiği yerdir.

3. Kutup Ekspresi / The Polar Express (2004)




Konusu: Geçirdiği Noeller nedeniyle artık Noel babaya olan bir inancı kalmayan küçük bir erkek çocuğu, oldukça tuhaf bir trene atlayarak hiç bilmediği yollara düşer. İnancını sorguladığı için gideceği yere varmak onun için çok da heyecan uyandırıcı değildir. Ancak trenin içi kesinlikle öyledir. İçerisinde bir sürü mucizenin yaşandığı bu tren, Noel Baba'nın ikamet ettiği Kuzey Kutbu'na doğru yol almaktadır.

4. Disney'in Yeni Yıl Şarkısı / A Christmas Carol (2009)


Konusu: Scrooge inatçı, cimri ve huysuz bir adamdır. Çok zengin olmasına rağmen paylaşmayı bilmez. Onu mutlu etmek neredeyse imkansızdır. Noel akşamı üç hayalet onu ziyaret eder ve Scrooge'a eskiden nasıl bir insan olduğunu, bugününü ve değişmediği takdirde gelecekte onu nelerin beklediğini göstermeye başlarlar. Scrooge değişmesi gerektiğini anlar.

5. Tatil / The Holiday (2006)



Konusu: Iris Simpkins, Londra’da yaşayan bir gazete köşe yazarıdır. Aynı zamanda meslektaşı Jasper Bloom’a karşılıksız bir aşk beslemektedir. Yılbaşı yaklaşırken Jasper’ın nişanlandığını ve başka bir meslektaşları ile evlenmek üzere olduğunu haber aldığında Iris’in tüm dünyası tepetaklak olur. Diğer yanda Los Angeles’da yaşayan Amanda Woods, kendisine ihanet eden sevgilisinden henüz ayrılmıştır ve onu unutmaya çalışmaktadır. Kader bu iki kadının yollarını kesiştirir. Bir İnternet sitesi aracılığı ile yaşadıkları evi takas etmeye karar verirler. Amaçları hayatlarında tamamen bir farklılık yaratmaktadır.

6.Çılgın Aile Yılbaşı Tatilinde / Christmas Vacation (1989)




Konusu: Şimdi Noel zamanı. Griswoldlar geleneksel aile kutlamaları için hazırlık yapıyorlar. Fakat Clark, karısı Ellen ve 2 çocukları için her şey o kadar da kolay değildir. Clark’in kötü şansı misafirleri ile devam etmektedir. Fakat yakında Noel’den kazançlı çıkacağına da inanmaktadır.

7.Aşk Her Yerde / Love Actually (2003)




Konusu: Dünyanın yönetim koltuğunda oturan otoriter başkanı ya da kitleleri büyüleyen bir rockstar olun aynı kapıya çıkacaktır: Aşktan kaçamazsınız! İşte, günümüz Londra’sında Noel’den iki ay önce yaşanan farklı olayları mercek altına alan "Aşk Her Yerde" adlı bu filmde de, aşkın yüceliği üzerine bir yapım... Filmin nihai amacının, aşkın yüceliğine dair bir güzelleme olduğunu ileri sürmek mümkün... Belki de "Aşk Her Yerde"nin başrolünde "Aslında Aşk" var...

8.Yılbaşı Hikayesi / A Christmas Story (1983)




Konusu: Dokuz yaşındaki Ralphie, yılbaşı hediyesi olarak Daisy Brand Red Ryder 200 atış kapasiteli havalı tüfeğin hayalini kurmaktadır. Ne yazık ki annesi gözüne zarar vereceğini söyleyerek bu hediyeye karşı çıkmakta, Ralphie de bu tüfeği elde etmenin yollarını aramaktadır. Küçük kardeş Randy ise ayrı bir eğlence kaynağıdır. Aile babası yaşlı adam Mr.Parker ise radyo yarışmasından kazandığı enteresan ödülle gurur duymakta, herkesin bunu görebileceği şekilde sergilemek istemektedir.

9.Evde Tek Başına / Home Alone (1990) 



Konusu: Kevin, ailesi Fransa’ya tatile giderken yanlışlıkla evde unutulur. Yalnız kaldığını fark ettiği anda, evini de hırsızlara karşı korumak zorunda kalacağını anlar. Harry ve Marv’ın niyeti, Kevin’in mahallesindeki tüm evleri soymaktır. Kevin’in evinin kolay lokma olmayacağını acı deneyimlerle öğreneceklerdir.

10.Tesadüf / Serendipity (2001)




Konusu: Sara ve Jonathan bir dükkandaki son eldiveni aynı anda satın almak isteyince tanışırlar. Satın aldıkları eldiven halen kimsenin malı değildir ve kime ait olacağına karar vermek üzere bir kafeye girerler. Sıradan bir sohbet şeklinde başlayan tanışıklık tüm gece sürer. O gece ayrılmak zorundadırlar. Birkaç yıl sonra ikisi de başka insanlarla evlenmek üzeredirler. Ancak akıllarına yıllar önce beraber geçirdikleri güzel akşam gelir. Artık yapılacak tek şey vardır: Birbirlerini bulmak ve yeniden konuşmak.

Yılbaşında İçinizi Isıtacak 5 İçecek Önerisi


1.Toffee Nut Latte

Benim en en en sevdiğim kahve! Tabi kii ilk önerimde bundan bahsedeceğim. Starbucks'ın yılbaşına özel çıkardığı bir kahve. İçerisinde: Koyu kıvamlı espresso bazına eklenen karamelize fındık şurubu, sıcak süt ve üstüne eklenen  kremadan oluşan bu özel lezzet, karamelize fındık parçaları ile servis ediliyor.


2.Sıcak Çikolata

Ee bu soğuk günlerin vazgeçilmezlerinden birisi. Evde yapabileceğiniz bir tarif vereyim sizlere hemencecik.


Malzemeler:300 ml.yarım yağlı süt, 1 yemek kaşığı kakao, 50 gram sütlü çikolata,1 yemek kaşığı toz şeker.
Yapılışı;
1.Yarım yağlı süt, kakao ve toz şekeri bir cezveye aktarın. Aralarda karıştırıp, kaynatın.
2.Sütlü çikolatayı (zevkinize göre çikolalı bitter de alabilirsiniz) küçük parçalara ayırın. Kaynayan bir su buharı üzerinde yer alan ayrı bir kapta benmari usulü eritin.
3.Sütü fincanlara paylaştırın. Eritilmiş sıcak çikolatayı ekleyip, karıştırdıktan sonra sıcak sıcak servis edin.Üzerine marshmallow  ya da krema ekleyebilirsiniz.



3.Kış Çayı




 Kış çayı, bir yandan gribe karşı önlem alırken bir yandan boğazı yumuşatmak için birebirdir. Küçük bir tencereye 4 bardak su konulur. Su kaynamaya başlayınca birkaç dilim elma ve ayva da eklenir ve 5 dakika kaynatılıp altı kapatılır. Bir tane çubuk tarçın, 3 tane karanfil, küçük bir parça tane zencefil, bir parça ıhlamur eklenir. Ağzı kapatılarak 10 dakika demlenen kış çayı içilmeye hazırdır. İçilirken dilenirse bir miktar limon eklenebilir.

4. Latte

Malzemeler: Süt, hazır paket kahve,sıcak su, şeker (kullanmıyorsanız gerek yok).
Yapılışı: Yarım çay bardağı sütü cezveye koyup ısıtıyoruz ama kaynatmıyoruz .Bu sırada filtre kahvemizi hazırlıyoruz , yoğunluğunu kendinize göre ayarlayın mesela ben kahvesini yoğun seviyorum. Kahve için hazır latte de kullanabilirsiniz.Isıttığımız sütü derin bir kaba koyuyoruz ve blender ile köpürene kadar çırpıyoruz.Bardağa hazırlamış olduğumuz kahvemizi yarısından biraz daha az olacak şekilde koyuyoruz ve üzerine köpürttüğümüz sütü ekliyoruz. Köpüğün üzerini dilediğin gibi süsleyebilirsiniz. Afiyet olsun canlarımsss !

5.Portakal Çayı



Yapılışı: Portakalın dışında kalan tüm kabuğu ister rende aletini kullanarak, ister bıçak yardımı ile bir kabın içerisine dolduruyoruz. İki portakalın kabukları, bize yaklaşık olarak 1,5 litre çay elde etmemiz için yeterli olacaktır. Kabukların ve suyun içerisine çayımızın daha aromatik ve yoğun tat içermesi için, 3-4 adet karanfil, birkaç tutam nane ve bir limon suyunu kabımıza ekleyebiliriz. Hazırladığımız bu karışımı orta ateşte yaklaşık 15 dakika kadar kaynattıktan sonra bir yarım saat kadar dinlenmeye almamız gerekmektedir. İster süzerek için isterseniz de olduğu gibi...

 Evde Noel Havasının Hakim Olması İçin 10 Müzik Önerisi



1.We Wish you a Merry Christmas - Brooklyn Youth Orchestra

2.Jingle Bells - Brooklyn Youth Orchestra

3.Christmas- Michel Cortez

4.Let İt Snow - Lady Antebellum

5.Teatro Alla Scala-Die Ballet

6.Dean Martin - Let it Snow

7.12 Days Of Christmas - The Hit Crew

8.Fairest Lord Jesus-NCS

9.Joyous Season-Diane R Miller & Kevin Macleod

10.Frosty The Snow Man- NEw York Jazz Lounge



Yılbaşı İçin Hediye Fikirleri


1. Kar Küresi:benim en sevdiğim şeylerden birisi de kar küresidir ve yılbaşı denilince akla ilk gelenlerden bir tanesi. Hediye etmek için de bence çok anlamlı ve güzel bir hediye. Güzel bir paketleme yapıp üzerine not ekledin mi tamamdır bence.

2.Atlı Karınca Müzik Kutusu



3.Bu kış günlerinde kalın bir örgüyle örülmüş kazak harika olur bence. Ben genellikle hediye alırken ihtiyaç yönü ağır basan şeyleri almayı tercih ediyorum. Yine kazaktan yola çıkarsak eğer eldiven,atkı,şapka vb. gibi şeyler de güzel fikir olacaktır.

4.Kupa Bardak: Tam da beraber kalplerinizi yumuşatacak sıcak bir içecek içme dönemi ve kupa bunun için harika bir hediye. Ha ! ayrıca bu hediyelerin yanına baston şeker eklemeyi unutma .

5.Kutu hediye hazırlamak bence özel günler için çok pratik.Kendi ellerinle kurabiye yap, küçük bir kar küresi , birkaç fotoğraf, belki güzel bir iç çamaşırı alıp bunları  bir kutunun içine koyduk mu tamamdır.Not eklemeyi unutma.

6.Yumuşacık çoraplar almak bence çok mutlu edici bir hediye. Bu dönemde her yerde kolayca bulabilirsin. Geyikli,Noel Babalı vb. gibi alabilirsin.

7.Ayrıca ''Bendensana.com,Lecolor.tr,woohoobox.com,mutlukalpatölyesi.com'' gibi sitelerden harika bir hediye bulabilirsin.

Gingerbread (Zencefilli) Kurabiye



Bu kurabiyeye bayılacaksın. Hem evin miss gibi kokacak hemde sıcak bir çay ile harika gidecektir.

Malzemeler
🍪420 (3 su bardağı) un
🍪4 gr (1/2 tatlı kaşığı) tuz
🍪10 gr (1 yemek kaşığı) toz zencefil
🍪14 gr (2 tatlı kaşığı) toz tarçın
🍪1/4 tatlı kaşığı toz karanfil (isteğe bağlı)
🍪90 gr (6 yemek kaşığı) tereyağ (oda sıcaklığında yumuşamış)
🍪150 gr (3/4 su bardağı) esmer şeker
🍪1 adet yumurta
🍪160 gr (1/2 su bardağı) pekmez
🍪1 tatlı kaşığı vanilya

Yapılışı
1.Fırınınızı 170 derecede ısıtmaya başlayın.
2.İki adet fırın tepsinize yağlı kağıt serin.
3.Orta boy bir kapta un, tuz ve tüm baharatları harmanlayın.
4.Büyük boy bir çırpma kabında ise tereyağ ve esmer şekeri 1 dakika kadar çırpın. (Fazla çırpmayın, kabarmasını istemiyoruz)
5.İçine yumurtayı ekleyin, karışınca pekmez ve vanilyayı da ekleyin.
6.En son ise kuru karışımı ekleyin ve hamur haline gelir gelmez unlanmış tezgahın üzerine alın. (Eğer hamur yapışkansa birazcık un ilavesiyle toparlayın)
7.Merdaneyle açın ve gingerbread kalıplarınızla şekiller çıkartıp yağlı kağıda yanyana dizin. (Hamurun fazlasını streçleyip buzluğa kaldırabilirsiniz)
8.Buzdolabında 10 dakika bekletin ve fırına verin. Fırında 8-9 dakika pişirdikten sonra çıkartıp tadına varabilirsiniz.

Not: Tarif www.damyskitchen.com 'a ait ve gerçekten çok güzel oluyor. Denemelisiniz.



Mutlu Noeller!




CEMRE ÖZER

8 Aralık 2017 Cuma


Merhaba kitap kurtları,

Ayyh, sonunda gelebildim .Nasılsınız ? Umarım iyisinizdir . Bu sıralar yoğun bir dönemdeyim ve kasım ayı kitap önerisinin sonuncusunu yazmakta gecikmiş olabilirim . Ama bazen her şey istediğin düzende gitmiyor,planına uymayan şeyler çıkabiliyor. Neyse ki şuan buradayım ve bu yazıyı yazıyorum. Hadi gel beraber satırlarda gezintiye çıkalım . Bunun adını da Pi koyalım.

Pİ (3,1416) NEDİR?

 Pi sayısı, bir dairenin çevresinin çapına bölümü ile elde edilen irrasyonel matematik sabiti'dir. İsmini, Yunanca περίμετρον sözcüğünün ilk harfi olan π den alır. Pi sayısı, Arşimet sabiti ve Ludolph sayısı olarak da bilinir.

Bu kitap,
En bilenle en bilmeyenin,
en hissedenle en hissetmeyenin,
en korkanla en korkmayanın,
en vicdansızla en vicdanlınınarasında asla kopamaz bir bağ olduğunu,
En gelişenin tekamül edebilmesi için en gelişmemişe yol göstermek zorunda olduğunu,
Başkasına yol gösterinin aslında sadece kendine yol açıyor olduğunu,
Çünkü aynı anda,aynı gezegende ama farklı deneyimlere doğmuş tek bir ruh olduğumuzu bilen,hisseden,korkmayan vicdanlılara ve hakkında hiçbir şey bilmediğim, dünyanın fark etmesi için,belki de benim uyanmam için ,ölmesi gerekmiş çocuklara adanmıştır.

AKİLAH


 Şimdi itiraf zamanı !
İtiraf ediyorum: Sana tuzaklar kurdum. Adlarını Fi ve Çi koydum.

Bu seriye daha başlamadıysan çok şey kaybediyorsun demektir. Bence hiç zaman kaybetmeden başla derim çünkü bir kitaptan daha fazlası var... Şiddetle tavsiye ediyorum ! Mutlaka okumalısın !
 Bu kitapta en şaşıracağınız karakter Özge. Çünkü onca zorluğa rağmen ilerliyor ve milletvekili oluyor. Sadık Murat Kolhan ile yakınlaşıyorlar ama daha sonra hükümet yanlısı olan bu adamdan uzaklaşıyor. Özge , Sadık Murat Kolhan sayesinde birçok kişiyle tanışıyor ve bir gün  çok etkili bir yemin konuşması yapıyor. Bunu sosyal medyada paylaşanlar oluyor ve video tıklanma rekoru kırıyor. Özge'yi herkes çok seviyor çünkü fikirleri, düşünceleri diğer birçok milletvekilinden farklı. Tabii bu durum onu başkanlığa kadar götürse de  herkes onun arkasında Sadık Murat Kolhan olduğunu düşünüyor. Daha sonra Sadık Murat Kolhan ülkeyi ve Özge'yi terkediyor. Acaba bundan sonra neler oluyor ?



Duru, bu esnada Avrupa'da yaşıyor. Can bir gün iş meselesiyle Avrupa'ya gidiyor ve Duru'yu buluyor. Tabii bulmakla kalmıyor bütün gösterilerine gidiyor. Ona karşı olan hisleri alevleniyor ve Duru'nun geri dönmesi için onun adına bir gösteri merkezi açmaya karar veriyor ve hemen işlemlere başlıyor.Ha!unutmadan söyleyeyim Can ve Bilge evli.  Belli bir zaman geçtikten sonra Bilge bu biletleri şans eseri buluyor ve Can'ı terkediyor. Bilge Duru'nun yanına gidip asla geri dönmemesini söylüyor ama bunlara rağmen Duru geri geliyor. Peki Can, Duru, Bilge arasında ne olacak ?


Bilge ile Ali arasında farklı bir bağ oluşuyor. Ali Bilge'den bir yardım istiyor ve bu esnada sürekli yan yana oldukları için yakınlaşmaya başlıyorlar. Bilge bu etkileşimi farkediyor ve her ne kadar o da Ali'den hoşlansa da kendini geri çekiyor. Can bu esnada kötü durumdadır ve Eti ile Bilge ona yardım etmeye çalışır. Can zamanla Bilge'nin çok farklı, özel olduğunu düşünmeye başlıyor ve evleniyorlar. Tabii başta her şey güzel gidiyor ta ki Duru ortaya çıkana kadar.


Evet peki Göksel neler yapıyor. Göksel, sokak adlı yerde dans etmektedir. Deniz onu tekrar buluyor ve her şey daha farklı oluyor. Bir gün Ada Göksel'e Deniz 'i soruyor ve Göksel onu öyle görünce çok şaşırıyor çünkü Ada uyuşturucu bağımlısı olmuştur. Bunu ona kimin yaptığını ancak Ada öldüğünde öğrenecektir.

Ada , Tugay ile tanışıyor ve onu sevmeye başlıyor lakin Tugay onu kullanmaktadır. Ada,Deniz'in müziğini Şadiye'ye satıyor ve böylelikle reklam müzikleri yapmaya başlıyor. Kısa zamanda çok büyük bir üne sahip oluyor. Tugay ile olan ilişkisi yüzünden uyuşturucu bağımlısı oluyor ve Ada artık bambaşka bir insan oluyor. Daha sonra yüksek dozda uyuşturucu alıp intihar ediyor.


BU HİKAYE BURADA BİTECEK VE SEN BAŞLAYACAKSIN...

🌼''Korkuyla yaşamıyordu ki insan, adım adım her nefeste ölüyordu,sevgiydi ölümsüz yapan bir varlığı, sevince, yok olmak değil dönüşmek oluyordu ölüm'' (Sf.122).

🌼''Zor zamanlarında yanında olanlara duyulan saygıydı,iyi bir karakterin en temel ölçüsü ''(Sf.473).

🌼''İnsanlar kendilerini birbirlerinin gözlerinde gördüklerinde tanışırlardı'' (Sf.146).

🌼''Eksiklerimize odaklanıp inancımızı kaybedersek yeteneklerimiz asla var olamaz. Beslemek lazım,eksikliği ne olursa olsun,insanı beslemek lazım''(Sf.118).

🌼''Söyle bana, bir tek kişiye duyulan...aşktan...daha acımasız...bir şey var mı ''(Sf.17)!

🌼''Acıdan kaçmayın, odaklanın. Acı odaklandığınızda küçülürken, ondan saklanmaya, görmezden gelmeye çalıştığınızda her tarafa yayılır, büyür. Sadece size değil etrafınızdaki herkese bulaşır. Hayatınızı kaplar. Odaklanın ve anlayın, acı anlaşıldığında huzura dönüşür... Kolay olmayacak ama vazgeçmediğinizde başaracaksınız'' (Sf.116)

🌼''Anda olmak için geçmişin yükünden geleceğin endişesinden sıyrılmak gerekir''(Sf. 339).

Cemre Özer

26 Kasım 2017 Pazar

AKİLAH-Çİ


Merhaba sevgili dostlarım;

Evet farkındayım  kitap önerisini yazmakta geciktim ama derslerden dolayı kitap okumaya bile vakit ayıramadım. Bu sefer çok uzatmadan kitabı yorumlamaya geçmek istiyorum. Sıradaki durağımız Çi. Nedense Fi-Çi-Pi üçlemesinde benim en sevdiğim Çi oldu. Daha fazla keyif aldım, daha çok kendimi keşfettim. Bu kitap ''kendine gelmek'' için burada olduğunun farkına varabilenlere yazıldı. Fi ile çıkılan yolculuğun tek durağıdır Çi. Sadece farkındalığa giden,değiştiren,mutlaka geliştiren bir yoldur bu ama sunduğu seks, macera , intikam,ihtiras sizi aldatmasın,zordur.

Çi (Yaşam enerjisi) Nedir?

Çi veya Japoncadaki söylenişiyle Ki ; geleneksel Çin kültürü ve tıbbının temel kavramlarından biridir. Çi'nin mevcut olan her şeyde yer alan "hayat gücü" veya "spiritüel enerji" olduğuna inanılmaktadır. Genellikle "hava" veya "nefes" olarak yabancı dillere aktarılan bu terimin aslında tam bir karşılığı yoktur.

İyi Bir Hikaye Asıl Bittiğinde Başlar.

Bu kitapta Çi (yaşam enerjisi)'nin beden bulmuş hali Özge Egelidir. Peki Özge bu kitapta neler yapmaktadır önce ondan bahsedeyim . Özge, çıkardığı ''Darbe'' dergisine çok güvenmektedir ve çok satılacağını düşünmekte ancak başaramamaktadır. Dergi ilk sayısında çalınmakta fakat kimin çaldığı bilinmemekte, bir daha uğraşmakta ve yeni sayısını çıkarıp satmaya başlamaktadır. Yine başaramaz ve internet üzerinden paylaşmaya çalışır. Bir gün yanlışlıkla hiç bilmediği bir eylemin olduğu yerden geçerken polisler onu dövmeye başlıyor, Özge bu duruma anlam veremiyor ama çok fazla yaralanıyor. Bu olanlardan sonra Özge'yi neler bekliyor ?


 Gelelim Can Manay'a. Acaba Duru'suna kavuştu mu ? Evet  sonunda Duru'nun aklını çeldi ve beraber yaşamaya başladılar.Can gün geçtikçe daha çok bağlanıyor ve Duru'yu değerli bir elmasmış da birileri gelip çalacakmış korkusuyla herkesten saklıyor. Can, her dakika Duru'yla sevişmek istemektedir,ilk başlarda bu durum Duru'nun hoşuna gitse de her gün böyle çiftleşerek  geçmesinden sıkılmaya başlamaktadır.Can onu çok kısıtlamaktadır ve Duru bu durumdan artık iyice bunalmış bir duruma geliyor.

 Bir gün Duru, Can'ın kendisini gözetlemek için yaptırdığı elektronik düzeneği görür ve merak ederek geçmiş kayıtları izler. Önceleri Deniz'i terk ettiğinde bu durumdan onun etkilenmediğini düşünmüştür ama eski kayıtları izlediğinde Deniz'in çok korktuğunu, üzüldüğünü ve her yerde onu aradığını görür. Duru çok üzülüyor ve pişman olmaya başlıyor.Böylelikle Can'dan soğumaya başlıyor. Acaba bu olanlardan sonra Can ne yapacak ?


Deniz, bu olanlardan sonra köye yerleşmektedir ve orada işçi olarak çalışır. Sadece çocuklarla iletişim kurmaktadır ve çocuklar da onu çok sevmektedir.

Peki bütün bunlar olurken Bilge ne yapıyor ? Fi'yi okuyanlar ya da dizisini izleyenler az çok bilir, Bilge , kendi okulundan olan Murat'ı sevmektedir. Bir gün yolda giderken Murat'ı polisler döverken görüyor ve Murat ciddi anlamda yaralanıyor, yoğunbakıma kaldırılıyor ama ne yazık ki kurtarılamıyor.
 Duru Can'ı terk ediyor ve bu zor günlerde Bilge Can'ın yanında oluyor, Bilge ile Can yakınlaşmaya başlıyorlar. Peki Can ve Bilge arasında nasıl bir ilişki olacak ?



🍒''Hayat hepimizden daha akıllı. Sana öyle bir cevap verecek ki adaletine şaşacaksın! Sadece bekle'' (Sf.311).

🍒''Sanata ihanet,evrene,yaradılışa ihanetti...'' (Sf.262)

🍒''İyi ve kötü yoktu, bilenler ve bilmeyenler, hissedenler ve hissetmeyenler vardı.''

🍒''Bir yeteneğin yeteneğini göstermeye dalıp etrafında olanlara uyanmak yerine kendini kandırıp yağmalanmaya açık hale gelmesiyle. Evren tarafından görevlendirildiğini unutup alkışa kapılan bir sanatçıdan daha kötüsü, alkışa kapılmış yeteneği sömürenlerdi''(Sf.254).

🍒''Bir tek kişiye duyulan aşktan daha acımasız bir şey var mıdır?''

🍒''İnsanlık artık birbirini sevdiği için değil,birbirine sığındığı için birlikteydi.Asla tamamlanamadan...''

Cemre Özer

11 Kasım 2017 Cumartesi

Akilah Azra Kohen -  Fi

Merhaba arkadaşlar,

Bu sizlerle paylaştığım ikinci yazı olacak. Sizlerle sadece yazdıklarımı değil heyecanımı, umutlarımı, heveslerimi de paylaşıyorum. Umarım faydalı olur. Uzatmadan kasım ayı kitap önerilerime devam edeyim. İkinci kitap için  durağımız 'Fİ'. Fi aşkın, ihtirasın, manipülasyonun, nefretin, acının, keşfin, cinselliğin ama en çok da çatlama cesareti gösteren tohumların hikayesi.   Uzun zamandır bir kitaptan bu kadar keyif almamıştım. Sayfalarda altını çizeceğiniz bir sürü satır olacak emin olun.Kendinizi bulacaksınız,kaybolacaksınız ,potansiyelinizi keşfedeceksiniz. Ben  hiç sıkılmadan elimden düşürmeden tek solukta okudum, kesinlikle okumalısınız, çok akıcı ve yalın . Bir romandan daha fazlası var bu satırlarda ve sayfalarda... Defalarca kendinizi görecek, sorgulayacak, düşünecek; insanlığın ne kadar doyumsuz, aç , korkak, cesaretli, karamsar, takıntılı ve aciz olduğunu göreceksiniz. Bütün konuları içinde barındırması ayrı bir haz... İnsana dair, topluma dair, hayvana dair her şey var bu kitapta.  Emin olun kitabı bitirseniz bile tekrar tekrar o sayfaları açıp altını çizdiğiniz satırlarda kaybolmuş benliğinizle karşılaşacaksınız. Ayy, çok bıdırdadım yine ... Ha! Ayrıca yanınızda bitki çayınızı eksik etmeyin derim çünkü saatlerce oturduğunuz yerden kalkamayacak, sayfalarda gezintiye çıkacaksınız.




Akilah Azra Kohen Kimdir?

Türk yazar ve psikolog, Akilah Azra Sarızeybek Kohen 1979 yılında İzmir’de doğdu. Kohen, İstanbul Üniversitesi Radyo Televizyon ve Sinema bölümü mezunu olduktan sonra eğitim hayatına Kanada Ottawa Üniversitesi’nde, Üçüncü Dünya Ülkelerine Yardım Ekonomisi bölümü ile devam etti. Liverpool Üniveristesi’nde Davranış Bilimleri dalında uzmanlık yapan Akilah Azra Sarızeybek Kohen iyi derecede İtalyanca ve İngilizce biliyor.

Peki Fi Nedir ?

Cevap vermeye çalıştığınızı duyar  gibiyim ,ee o halde devam edeyim .Altın Oran anlamına gelir.  ''fi hayatımızın her köşesinde,her anında , her yerinde, bedenimizde, düşüncelerimizde... Hep bizimle. Fi, özel gördüğümüz ,estetik bulduğumuz her şeydir.

Altın oran (fi) ,matematik ve sanatta, bir bütünün parçaları arasında gözlemlenen, uyum açısından en yetkin boyutları verdiği sanılan geometrik ve sayısal bir oran bağıntısıdır. Bir şeyi çok beğenmemiz,çekici bulmamız hatta bir yüzü beğenmemiz bile bu orana bağlıdır.

İrrasyonel bir sayıdır ve ondalık sistemde yazılışı '' 1,61803...''tür.




BU HİKAYENİN SADECE İNANILMAZ TARAFLARI GERÇEKTİR

Kitabın konusuna gelirsek fi oranının beden bulmuş hali Duru karakteridir. Duru, herkesi kendine hayran bırakacak kadar güzel ve kusursuz. En büyük hayali çok başarılı bir dansçı olmak. Zaten çok da başarılı bir balerin ve Deniz ile sevgili . Deniz, köyde doğup büyümüş. Duru'ya ve müziğe aşık bir konservatuvar hocası . Kendine özgü felsefeleri olan idealist biri.Deniz'in konservatuvardan öğrencisi olan Ada bu adama aşık ve tüm yaylı çalgıları çalabilen yetenekli biri. Göksel ise Ada'ya aşık, Göksel de konservatuvarda balet, Deniz'in öğrencisi. 


Can Manay, ülkenin en ünlü ve zengin psikoloğudur. Takıntılı, narsist, ukala, zengin olduğu için her şeye sahip olabileceğini düşünen bir kişiliğe sahip. Duru'ya ilk görüşte aşık oluyor ve bu aşk saplantıya dönüşüyor. Hatta ona en yakın evi tutuyor. Tuttuğu bu evi Fi oranına göre tasarlıyor.Ayrıca televizyonda ''Vizyon Terapi'' adında kendi programı var. Tabi Can Manay'ı anlatmışken üç kitapta da sözü geçen , Manay'ın en çok dinlediği  ve benim de bu yazıyı yazarken dinlediğim şarkıyı sizlerle paylaşmazsam olmaz, şarkının ismi: ''Petite Fleur - Best Version''dur.

Özge Egeli, gazeteci ve çok güzel bir kadın.İnatçı ,cesaretli ve erkeksi bir karaktere sahip. Aynı zamanda biseksüel. Bir gün Can Manay ile röportaj yapmaya gidiyor. Röportaj esnasında bir takım gerilimli dakikalar yaşanıyor, Can Manay  Özge'yi küçümsüyor ve Özge buna sinirleniyor. Bunun üzerine Özge , Can Manay hakkında kimsenin duymaması gereken ve kendisinin de şans eseri yıllar önce öğrendiği bu sırrı yüzüne karşı söylüyor. Tabi Can Manay bunun altında kalmak istemiyor ve Özge'yi işten çıkartıyor.  Özge bir daha iş bulamıyor. Bu sırrı ortaya çıkarmak için çok uğraşıyor ,bu süreçte Sadık Murat Kolhan ile tanışıyorlar ve S. M. Kolhan Özge'ye aşık oluyor. 




Sadık Murat Kolhan, medya patronu, Can Manay'dan nefret ediyor ve Özge'yle onu alt etmeye çalışıyorlar. Özge'ye aşık .

Bilge, hayatı boyunca çok zorluklar çekmiş başarılı bir psikoloji öğrencisi (Can Manay'ın öğrencisi). Çok zeki ,çekingen bir karakter. Sürekli bakmak zorunda olduğu ''Doğru'' adında otistik bir abisi var. Ayrıca biraz silik bir tip.

''Bu kitap herkes için yazılmadı. Farkındalığın ne kadar önemli olduğunu, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını, doğduğumuz andan itibaren olmamız gerekenden uzaklaştırılarak prototip bir toplum yaratığına dönüştürülmek için işkencelere maruz kaldığımızı, bu insansı hayvanın ‘kişi’ olabilmek için varlığı adına yapması gereken en önemli şeyin, kendini günlük yaşamdan koruyarak bireyselliğini keşfetmesi gerektiğini, kutsal ‘merak’ımızın kendi potansiyelimiz dışında her yere yöneltilerek zehirlendiğini, asıl değerli olanın bizim için önemsizleştirilmeye çalışıldığını fark etmiş ya da fark etmeye hazır herkes için yazıldı, gerisiyse hikaye.”

AKİLAH







🐾"Sürekli bir değişim özdeki kimliği yok eder, kendi farkındalığında olan bir bilinç ise, kimliğini kendi potansiyeli içinde deneyimlemek için var olur. Yani, ancak özde kim olduğunu bilen biri potansiyelini doldurabilir."

🐾"Hiç kimse, ama hiç kimse, sizin üzerinizde ne kadar hak iddia ederse etsin, size ne vermiş olursa olsun! Bu ilham bile olsa, ki ilham bir insanın diğerine verebileceği en kutsal şeydir!
Asla! Ama asla!
Kimsenin size kim olduğunuzu söylemesine ya da hatırlatmasına izin vermeyin. 
Kendinizi seçin, kendiniz olun.
Ne pahasına olursa olsun!"


🐾"Ben sistemin bir şekilde dışarıda bıraktığı, sistemin geneli tarafından deneyimlenmemiş birçok çöküşü yaşamış bir kazazedeyim. Sürekli hazır olmasaydım, hayatım benim için planladıklarından sağ çıkamazdım."

🐾''Doğruyu bilmek adına deneyimi feda etmek...Bilgi, korkak beyinlerde deneyimi öldüren bir zehir gibi yayılır, eğer sürekli bilgiye dayalı hareket etmeye önem verirsen asla özgürleşemezsin, özgürleşmezsen deneyimlemezsin, deneyimleyemezsen değişemezsin, değişemezsen asla senleşemezsin. Ama bilgi sürekli değişir ve ancak deneyim seni güncelleyebilir.''



CEMRE ÖZER





Siddhartha - Hermann Hesse  Selam ! Tekrardan sizlerle bir şeyler paylaşacak olmaktan aşırı mutluyum çünkü yazmak ve okumak benim için...

PAULO COELHO-SİMYACI